Metro Türkiye açıkladı: Tüketicinin coğrafi işaretli üründe önceliği “güven”
- Tuğçe Gülırmak

- 6 saat önce
- 4 dakikada okunur

1964 yılında Almanya’da kurulan ve günümüzde 30’dan fazla ülkede hizmet veren uluslararası perakende şirketi Metro, 1990 yılından bu yana Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürüyor. Türk mutfağının geleceğinin, yerel ürünlerin korunmasına bağlı olduğuna da inanan ve bu doğrultuda çalışmalarını yürüten Metro Türkiye, sektöre öncülük ederek TURYİD ve FutureBright iş birliğiyle “Coğrafi İşaretli Ürünler Araştırması”nı gerçekleştirdi.
Tüketici, üretici ve yeme içme sektörü profesyonellerini kapsayan 18-60 yaş aralığındaki 600 kişiyle yapılan görüşmeler ile hazırlanan araştırma; Coğrafi işaret tescilli ürünlere dair bilgi düzeyleri, algıları ve karşılaştıkları temel sorunları ele alıyor. Araştırma, coğrafi işaret tescilli ürünlerin ne olduğunu katılımcıların %72’sinin bildiğini ve %34’ünün tercih ettiğini ortaya koyuyor. Sonuçlar öne çıkan en önemli kavramın ise “güven” olduğuna işaret ediyor.
“Coğrafi işaretli ürünlerin mutfaklarda daha fazla yer alması için çalışıyoruz”
Metro Türkiye CEO’su David Antunes, amaçlarının, Türk mutfak kültürünü ve değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak olduğunu hatırlatarak; “2012 yılında, ‘Yerli ürün sürdürülebilir olmazsa, Türk mutfağı sürdürülebilir olamaz anlayışıyla’ bu konunun kamu gündemine ilk kez taşınmasını sağlayan ‘Coğrafi İşaretler’ projesini hayata geçirdik. Projemizle üreticilere ürünün nasıl yetiştirileceğini, tohumun nasıl saklanacağını, sürdürülebilirliğin nasıl sağlanacağını anlatıyoruz. Tescil başvurusu ve ihracat gibi konularda onlara rehberlik ediyoruz. Bu ürünlerin mutfaklarda daha fazla yer alması için de çalışıyor, ayrıca kamuoyunda farkındalık yaratacak çalışmalara imza atıyoruz. Bu araştırmayla da coğrafi işaretlerin üreticiler, tüketiciler ve sektör profesyonelleri nezdinde karşılığını ölçmeye odaklandık. Bu ürünler ne kadar biliniyor, tanınıyor sorularının yanıtlarını bulmaya çalışarak tüketim ve kullanım alışkanlıklarını değerlendirmeyi, ekonomik, kültürel, toplumsal boyutlarda etkisini ortaya koymayı amaçladık” dedi.
“Coğrafi işaretler üreticisini rekabetten beraberliğe taşırlar”
FutureBright Kurucusu Akan Abdula coğrafi işaretlerin kültürel bir güç olduğuna dikkat çekerek; “Coğrafi işaretler birer ekosistem yaratıcısıdır. Harekete geçtiklerinde yalnızca bir üretim biçimini değil, bir yaşam biçimini de dönüştürürler. Her şeyi radikal biçimde etkilerler: toprağın değerini, köyün umudunu, sofranın anlamını. Kolektiflerleri yaratırlar. Üreticisini rekabetten beraberliğe taşırlar. Tüketicisine yalnızca ürün değil, kültür tükettirirler. Ama benim için en önemlisi genç çiftçiler. Son on yılda pek çoğu toprağını bırakıp büyük şehirlere göç etti. Oysa coğrafi işaretlerin bu gençleri köylerinde tutma potansiyeli çok yüksek. Bu ürünler, sadece geçmişi korumakla kalmaz, geleceği de yeniden yeşertir. Türkiye’nin tarım sorununu çözmede en umut verici alanlardan biri burası. Çünkü ürünün kimliği, genç çiftçinin geleceğidir’’ açıklamasında bulundu.
“Her coğrafi işaretli ürünün ardında yörenin üretim hikayesi var”
TURYİD Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Koralı ise tüketicilerin menülerde coğrafi işaret tescilli ürünlerin adını görmenin yanı sıra şeflerden ürünün hikayesini dinlemeyi de talep ettiklerine dikkat çekerek; “Şefler en iyi lezzeti yakalamak için çalışırlar. Coğrafi işaretler, şeflere ve restoranlara belgeli, denetimli ve standart kalitede bir ham madde sunar. Her coğrafi işaretli ürünün ardında ait olduğu yörenin bir kültür, tarih ve üretim hikayesi var ve restoranlar, bu hikayeleri menülerine taşıyarak sadece bir yemek değil, bir deneyim de sunuyor. Ayrıca, tüketiciyi bilgilendirme noktasında restoranlar büyük bir farkındalık yaratıyor. Müşteriler eline menüye baktığında ürünle tanışıyor. Müşteriler restoranda coğrafi işaretli ürünün lezzete olan katkısını deneyimleyebiliyor’’ diye konuştu.
Araştırma iş birliğinin önemine dikkat çekiyor
Coğrafi işaret tescilli ve yerel ürünlerin geleceğine ışık tutmak amacıyla gerçekleştirilen araştırma, bu ürünlerin üretimlerinin devamlılığının sağlanabilmesi için iş birliklerinin önemini ortaya koyuyor. Tüketiciden yöneticilere doğru paydaşların bir araya gelmesiyle, süreçte yaşanılan bilgi boşluklarının, iletişimsizlerin ve yetersizliklerin aşılabileceği belirtiliyor. Tüketicilerin %72’si coğrafi işaret tescilli ürünün ne demek olduğunu bildiğini belirtse de 10 kişiden sadece 2’si doğru tanım yapabiliyor. Her 100 kişiden 34’ü ise coğrafi işaret tescilli ürünleri özellikle tercih ettiğini ifade ediyor. Araştırma sonucu elde edilen veriler ışığında sorunlara çözümler üretmeyi hedefleyen Metro Türkiye, gerekli iyileştirmelerin yapılmasını, iş birliklerin kurulmasını sağlayarak bu ürünleri geleceğe taşımaya kararlı.
Coğrafi işaret tescilli ürün denilince akıllara ilk Antep Baklavası geliyor
Coğrafi işaret tescilli ürün denildiğinde tüketicilerin %58'sinde daha çok yemek, tatlı, hamur işi kategorisi çağrışım yapıyor. Bunu %37 ile meyve - sebze, %29 ile bal, şeker, kuruyemiş ürünleri takip ediyor. Antep Baklavası ise katılımcıların %26'sının aklına ilk gelen Coğrafi İşaret tescilli ürün olarak öne çıkıyor. Bunu %14 ile Malatya Kayısısı, %9 ile baklava, %8 ile Adana Kebap, %7 ile Antep Fıstığı, %6 ile fındık, Kayseri Pastırması ve Aydın İnciri ve %5 oranla Kars Kaşarı, Antakya-Hatay Künefesi ve Edirne Ciğeri takip ediyor. Yerel ürün denildiğinde ise akla ilk fındık, peynir, çay ve zeytin geliyor.
Yanlış etiket marka değerine zarar verebiliyor
Tüketiciler yerel ve coğrafi işaret tescilli ürünleri kültürel bir “miras” olarak algılarken, sektör profesyonelleri ise bu ürünleri "mükemmellik" unsuru olarak değerlendiriyor. Bunların karşılığında ise ortaya “güven” kavramı çıkıyor ancak güven, Coğrafi İşaret tescilli ve yerel ürünlerin en büyük gücü olsa da tüketiciler ve profesyoneller, pazardan markete her yerde Coğrafi İşaret etiketiyle karşısına çıkabilen ürünlerin kalitesine, denetimine karşı soru işaretleri de yaşayabiliyor. Tescil ve denetimler sonucunda elde edilmemiş ‘yanlış etiket’ marka değerine zarar verebiliyor. Metro Türkiye, sezonuna bağlı olarak kalite ve gıda güvenliği denetimlerinin ardından raflarına taşıdığı gıda ve gıda dışı 750’ye yakın Coğrafi İşaret tescilli ve aday ürünle tüketiciler için ciddi bir sorumluluk üstleniyor.
Üreticilerin ürüne ayırabilecekleri bütçeleri kısıtlı
Araştırmaya göre üreticilerin ürüne ayırabilecekleri bütçelerin kısıtlı oluşu, üretim faaliyetlerinin gelişimi ve genişlemesi için gerekli altyapı yatırımlarının yapılamamasına yol açıyor. Üretici gerekli lojistik koşullarını yerine getiremediği gibi, yetersiz altyapı bazı ürünlerin kalite standartlarını da riske atabiliyor. Bu da sektör profesyonelleri nezdinde bir güvensizlik yaratıyor. Metro Türkiye, ürünlerin lojistiğinden market raflarında yer aldığı süre boyunca gerçekleştirdiği analizlerle hem üreticilere hem de tüketici ve sektör profesyonelleri için fayda yaratmaya odaklanıyor.
Ürünlerin tanıtımı yeteri kadar yapılamıyor
Araştırmanın sonucunda ulaşılan bir diğer veri ise üreticilerin, çoğu zaman ürünlerinin tanıtımını yeterli yapamadığı yönünde. Sürecin diğer tarafında olan sektör profesyonelleri, üreticilerle ancak sektörden alınan referanslar ve sosyal medya ile buluşabiliyor. Bu durum, üretici ve ilgili paydaşları buluşturacak çözümlere gereksinimi ortaya koyuyor. Metro Türkiye, üreticiler ile en büyük iş ortaklarından biri olduğu profesyoneller arasında köprü kurarak ürünlerin tanıtılmasına ve mutfaklarda kullanılmasına önemli bir destek sağlıyor.










Yorumlar