Markalar neden dijital medyaya yatırım yapıyor? Esneklik, çeşitlilik ve dahası…
- Tuğçe Gülırmak

- 1 Kas
- 6 dakikada okunur

Dijital medya son yıllarda hız kesmeden değişmeye ve gelişme devam ederken sektörün paydaşı markalar, kampanyalarını daha ölçümlenebilir ve esnek bir şekilde yönetmek istiyor. Bu dönüşümde de yapay zekâ, içerik üretiminden kampanya optimizasyonuna kadar önemli bir rol oynuyor.
SEO, performans pazarlama, data analitiği ve teknoloji geliştirme konusunda uzmanlaşmış dijital pazarlama ajansı D-Option CEO’su Alper Akyüz ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, son yılların dijital medya yatırımlarını, dijital mecraların sağladığı esneklik ve ölçümlenebilirliğin reklam stratejilerine etkisini, geliştirdikleri “Bağlaç” programı üzerinden markalara özel yapay zekâ çözümlerinin nasıl hayata geçtiğini ve 2026’da sektörü nelerin beklediğini konuştuk.
2024 yılında dijital medya yatırımlarında nasıl bir büyüme yaşandı? Bu tabloyu etkileyen dinamikler nelerdi ve 2025’te dijital video reklam harcamalarının nasıl şekilleneceğini öngörüyorsunuz?
2024 yılına ait Türkiye Medya ve Reklam Yatırımları Raporu, sektörün önemli bir büyüme gösterdiğini ortaya koyuyor. Rapora göre, 2024 itibarıyla dijital medya yatırımları 158 milyar TL’yi geçerek yüzde 74,2’lik bir pay aldı. Bu alandaki büyüme bir önceki yıla göre yüzde 83 oranında gerçekleşti. Dijital yatırımların büyük bir kısmı gösterim ya da tıklama bazlı reklamlarla video formatlarda kullanıldı. Sosyal medya reklamları, dijital yatırımların neredeyse yarısını (yüzde 47,08) oluşturdu. Ayrıca, dijital reklamların yüzde 79,4’ü mobil cihazlarda gerçekleştirildi.
Medya yatırımları 2025’te de büyümeye devam ediyor. Interactive Advertising Bureau (IAB) tarafından yayımlanan rapora göre 2025’te dijital video reklam harcamalarının yüzde 14 oranında artarak 72,4 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu rakam, 2024’teki 63,8 milyar dolarlık harcamanın üzerine çıkılması anlamına geliyor.
Medya planlamalarında son dönemde ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. Bu değişimin temel nedenleri neler ve yapay zekâ destekli sistemler bu süreci nasıl şekillendiriyor?
Tüm dünyada yaşanan ekonomik belirsizliklerle beraber az harcama ile çok iş yapmak istiyoruz. Marka yatırımından çok performans odaklı işlere yönelmek zorunda kalınıyor. Bu noktada öncelikle reklam kampanyalardaki yaratıcı süreçlerinin yapay zekâ destekli çözümlerle daha uygun fiyatlı alternatiflere doğru kayarak reklam bütçesi öncesi bütçe optimizasyonundan payını aldığını görüyoruz. Medya planlama ve reklam operasyon ekipleri de yapay zekâ destekli otomasyonlarla beraber operasyondan çok stratejiye odaklandıkları bir yıl geçiriyor.
Bununla beraber medya planlamalarının artık veriyle yönlendirilen, performans bazlı bir yapıya evrildiğini görüyoruz. Kampanya yönetimlerinde ise otomasyon artık bir zorunluluk haline geldi. Anlık optimizasyonlarla doğru mecra, doğru hedefleme ve doğru içerik eşleşmesi sağlanması durumunda reklam harcamalarının getirisi ciddi şekilde artıyor. Bu noktada odak noktasının trafiğin artışı değil, dönüşümün artması olduğunu söyleyebiliriz. Kullanıcının müşteriye dönüşmesi noktasında sadece reklam harcaması değil, deneyim tasarımlarının doğru kurgulanması ve ikna kabiliyeti yüksek yollara başvurulması gerekiyor. Bunun da reklam harcamalarının verimliliğini doğrudan artırdığını söyleyebiliriz.
Dijital reklam yatırımlarının hızla artmasının ardında hangi faktörler vardı ve bu yönelim neden kalıcı hale geldi?
Yüklü miktarda paralar reklam sektöründe zaten harcanıyordu. Sadece artık daha ölçümlenebilir ve el değiştirir bir duruma geldi. Reklam harcamaları dijital pazarlamaya kaymıştı. Ama şöyle kaymıştı; internetten yapılan ticaretten dolayı kaymıştı. Fakat sonra şöyle bir değişiklik oldu: Markalar offline’daki müşteriye, yani mağaza müşterisine gelmeye başladı. Ondan sonra fiziki müşteriye ulaşmak için de dijital kullanmaya başladılar.
Pandemi dönemi bu noktada bir kırılma noktasını işaret ediyor. Bu dönemde mağazaların kapanmasıyla iş tamamen dijitale dönmeye başladı. Çünkü mağaza kapanınca ne olacak? Olması gereken oldu. Influencerlar da işte dönemde ortaya çıktı. Mağazaların kapanmasıyla müşteri de zaten internetten alışveriş yapmaya başladı. Bence bu dönemde alışveriş yapma motivasyonu oldukça farklı psikolojiydi. Evden çıkamıyorsun, buna rağmen kıyafet alıyorsun ve alışveriş yapmaya devam ediyorsun.
Yine pandemi döneminde özellikle ev, gıda ve ev giyimi kategorileri oldukça büyüdü. Aynı zamanda dışarıda içilemeyen veya yenilemeyen ekmek, yoğurt, dondurma ve kahveler için olan makinelerin satışı oldukça yükseldi. Tabii bunun karşılığında rekabet dijitale kaymış oldu. Bu noktadan sonra dijitale yönelik harcamalar büyüdü. Neden pandemi sonrasında azalmadı? Çünkü markalar bir kere bu büyük harcamaları yapmaya başladıktan sonra kolay ölçülebildiğini ve etkisini üst yönetimlerine rahat bir şekilde gösterebildiler.
Dijital medya, geleneksel mecralara göre markalara hangi önemli fırsatları sunuyor?
Dijital mecranın şöyle bir avantajı var: Konvansiyonel mecrada büyük bir kampanya düzenlediğinizde “15 günde ben bunu beğenmedim, kapat” diyemezsiniz. Dijital mecrada ise ay başında başlayıp ay sonuna kadar devam edecek bir kampanyanın medya planını ayın 10'unda değiştirebilirsiniz. Diyelim ki bir şey hoşunuza gitmedi, bir şeyler kötü gidiyor planda. O anda onları kapatarak iyi gidenleri ön plana çıkarıyoruz. Markalar da bu esnekliği seviyor.
Markalar günümüzde minimum maliyetle kampanyalar istiyor. Hiçbir marka yüksek bütçeli kampanyalar yapayım, güçlü bir reklam kampanyası çekeyim, bütün İstanbul'u afişlerle boyatayım demiyor. Zira günümüzde afiş bastırması, takması, sökmesi çok pahalı. Peki dijitalde nasıl oluyor? Bir tane grafik tasarımcı görsel setlerini çıkartıyor, dağıtıyor, ertesi gün canlıya alıyor.
Dijitalin sağladığı bu avantajların yanı sıra bir de nesil de değişti. Karar vericiler artık dijitalden yetişiyor. Biz dünyanın en hızlı sosyal medya davranışlarına entegre olan milletiyiz. Biz başlatmıyoruz ama çok hızlı adaptör oluyoruz. Koreliler, Japonlar gibi...
Yapay zekâ, içerik pazarlaması ve dijital reklamcılıkta giderek daha fazla entegre oluyor. Bu teknolojiyi markalar nasıl kullanıyor?
Yapay zekâ, aslında belki de Google’la yaşıyor. Neden mi, çünkü Google çok uzun zamandır şu özelliğe sahip: Google’a bir şey arattığımızda neyin çıkacağına karar veriyor, yani arkada birtakım sistemler var. Bu sistemler sizce 10 yıl önce hiç kendi kendine bir şey öğrenmiyor muydu? Tabii ki öğreniyordu. Buna da yapay zekâ diyebiliriz. Peki bu ne zaman popülerleşti? Bireysel olarak kullanmaya başladığında…
Şimdi biz yapay zekâ ile işlerimizi entegre olacak şekilde kullanıyoruz ve geliştiriyoruz. Bizim dünyamızda içerik çok önemli. Bir markanın Google’ın sevdiği bir site haline gelmesi için içerik pazarlamasını doğru kurgulaması gerekiyor. Bu, içeriklerimizin insanların ve Google’ın yaptığı aramalara göre karşılık vermesi anlamına geliyor.

D-Option olarak yapay zekâyı içerik üretiminde nasıl konumlandırıyorsunuz ve markalara nasıl entegre ediyorsunuz?
Ajans olarak markalarımız için yapay zekayı da kullanarak içerik üretiyoruz.
Biz halihazırda “Bağlaç” adlı hizmetimizle kendi isteklerimizle uygun bir şekilde yapay zekâyı oluşturmaya başladık. Bunu bir işlem ürün haline getirdik. Ondan sonra markalara göre özelleştirebilecek hale getirdik. “Kişiye özel eğitilmiş yapay zekâmız” var diyoruz. Marka gibi konuşabilen ve Türkçe içerik üretebilen bir içerik üreticisi yani… Hatta en iyi Türkçe içerik üretebilen diyebiliriz çünkü ChatGPT’den daha iyi üretiyor. Çünkü Chat GPT, içerik pazarlaması için üretilmiş bir şey değil, o sadece sorulara cevap veriyor. “Benim ürettiğim içeriği Google sevsin” diye bir önceliği bulunmuyor. Yapay zekâ kullanımının online alışverişin içine işleyeceğini düşünüyoruz. Entegre olacaklar. Artık yapay zekâ, şirketlerin ve ticaretlerinin bir parçası olacak.
Bizim “Bağlaç” programımız örneğin güneş kremiyle alakalı bir içerik yazmaya çalışıyor. Öncelikle güneş kremiyle alakalı ne kadar kelime var, bunları topluyor ve bir kelime havuzu haline getiriyor. İçeriği yazarken de bunları içinden seçerek bu konuda uzmanlaşmış ve mükemmel bir kelime dağarcığı olan bir editör gibi düşünüyor. Sonra “Ben o bir yazının içindeki alt paragrafları neye göre oluşturacağım” diye düşünüyor ve Google’da insanlar bununla alakalı neler aradığını analiz ediyor. Başlıkları buna göre çıkartıyor. Ardından web sitesinin parametrelerine bakıyor ve cümle kalıplarını ona göre analiz ediyor. En sonunda da yazıyı insanlaştırıyor.
Markalar tam olarak yapay zekadan ne bekliyor?
Günümüzde markalar otomatikleşmek istiyorlar. Aksiyon süreçlerini hızlandırmak istiyorlar. İnsan eli değmesin demiyor kimse, hata yapma ihtimali olan ya da vasat olan insanın vasat yaptığı ya da çok hata yaptığı yerlerde yapay zekânın biraz devreye girmesini istiyorlar. Yani insanın yaptığı şeylerin mükemmelleşmesi isteniyor.
Sen bir ürünün içeriğini zenginleştirdiğin zaman yapay zekâlarda daha fazla bulunur oluyorsun. O içerik olmazsa yapay zekâ seni önermez. Sadece ürünün bir tane fotoğrafını koyup iki tane rengi var ve bu da boyutu diye yazarsan, kimse kimseye önermez. Sen o noktada o içeriği yazacaksın. Nerede kullanılır? Nasıl kullanılır? Faydaları ne? Önemli notları ne gibi? Bunu çözümümüz “Bağlaç” şöyle yapıyor: Sen alıyorsun ürünün linkini, oraya koyuyorsun, enter’a basıyorsun ve o paragraf haline geçiyor. Fotoğrafı analiz ediyor, rakiplere bakıyor, araştırma yapıyor.
2026 yılında dijital medya sektörünü ve buna bağlı olarak e-ticaret dünyasını neler bekliyor?
Hiper kişiselleştirme iyice yaygınlaşacak. İnternette birtakım kişiselleştirilmiş reklamlara maruz kalıyoruz. Size başka çıkıyor, bana başka çıkıyor. Bundan sonra bu trend yapay zekânın da yardımıyla biraz daha boyut değiştirecek. Örneğin; sosyal medyada beyaz arka planlı bir fotoğrafım var belli ki ben bunu daha çok seviyorum. Bana artık onunla ilgili ve ona benzer şeyler gösterecek. Yani her şey daha da bireyselleştirilecek.
2026 yapay zekanın işletmelere tamamen entegre olacağı senedir. Bununla beraber şirketlerin gerekli yazılımlara da sahip olmaları gerekiyor. Öte yandan şirketlerin bunu kendi kendine yapması çok kolay değil. Üçüncü parti yazılımlardan destek almaları gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde OpenAI’ın kullanıcıların sohbet ekranından ayrılmadan ürün satın almasına imkan veren Instant Checkout (Anında Ödeme) özelliğini duyurması online alışveriş ve yapay zeka alanında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Her hafta 700 milyondan fazla kişi, sevdikleri ürünleri bulmak da dahil olmak üzere günlük işlerinde yardım almak için ChatGPT’ye başvuruyor. Şimdi ise Stripe ile geliştirilen “Agentic Commerce Protocol” destekli “Anında Ödeme” ile ChatGPT’nin insanların bu ürünleri satın almasına da yardımcı olması yolunda ilk adımları atılıyor.
ABD ChatGPT Plus, Pro ve Free kullanıcıları artık doğrudan sohbet üzerinden ABD Etsy satıcılarından alışveriş yapabilecek. Glossier, SKIMS, Spanx ve Vuori gibi bir milyondan fazla Shopify satıcısı da yakında hizmete girecek. “Anında Ödeme” özelliği şu anda tek ürün satın alımlarını destekliyor. Ardından, çoklu ürün sepetleri eklenecek ve satıcılar ile bölgeleri de genişletilecek. Yapay zekâ ise 2026’dan itibaren artık e-ticaretin bir parçası haline gelecek ve ülkemizde de Shopify altyapısını kullananlar büyük bir avantaj yakalayacak.










Yorumlar