Yemeksepeti açıkladı: Türkiye ulaşılabilir keyiflerin peşinde
- tugcegulirmak
- 5 dakika önce
- 3 dakikada okunur

Yemeksepeti’nin FutureBright iş birliğiyle hayata geçirdiği “Türkiye’nin Keyif Haritası” araştırması, ülkenin keyif anlayışına dair önemli içgörüler sunuyor. 2025 Nisan ayında tamamlanan araştırmaya göre, Türkiye artık mikro zevklere yöneliyor; büyük planlar değil, ulaşılabilir ve kişisel keyif anları ön plana çıkıyor.
Türkiye’de 2024 yılında e-ticaret hacmi 3 trilyon TL’yi aştı. Bunun %11’i 327 milyar TL’si keyif odaklı tüketime ayrılırken, yemek sektörü e-ticaretin lokomotifi konumunda yer aldı; çünkü harcamaların %22’si yemek sektöründe gerçekleşti.
Keyif, kişiye özeldir
Kimi için bu bir sıcak kahve, kimi için sessizlikte geçen birkaç dakika. Özellikle evde geçirilen zamanlar artık taktiksel keyif anları ile dolu. Türkiye, “küçük ama anlamlı anlar”ı benimsiyor. Bu da markalara yepyeni bir sorumluluk yüklüyor: Keyfe alan açan değil, keyfin bir parçası olan marka olmak. Yemeksepeti de tam bu noktada devreye giriyor. Yemeksepeti CEO’su Mert Baki ve FutureBright Kurucusu Akan Abdula, 28 Mayıs Çarşamba günü İzmir’de düzenlenen basın toplantısında “Türkiye’nin Keyif Haritası”nı tüm detayları aktardı.
Tek derdimiz “iyi hissetmek”
Araştırma katılımcıların %59’unun “iyi hissetmek” halini “mutluluk”tan daha değerli bulduğunu söylüyor. Keyif tanımı ise büyük ölçüde “anı yaşamak” (%86) ve “özgür hissetmek” (%93) ile özdeşleşiyor. Günlük sorumluluklardan bir anlığına da olsa uzaklaşmak, katılımcıların %94’ü için kendini iyi hissetmenin önemli bir koşulu olarak öne çıkıyor.
Türkiye uyuyamıyor…
Türk halkının %79’u genellikle kendini iyi hissettiğini belirtirken, bu durum toplumun küçük ve sıradan anlardan keyif alarak sürdürülebilir bir iyi ruh hali yakaladığını gösteriyor. Ancak günlük hayatta keyfi olumsuz etkileyen faktörler de mevcut. Uykusuzluk (%66), trafik (%52) ve uzun çalışma saatleri (%47) keyif kaçıran unsurların başında geliyor. Şehir kalabalığı ise katılımcıların %81’inin ruh halini olumsuz etkiliyor. Günün en keyifli zaman dilimi olarak ise %39 ile akşam saatleri (19:00–22:00) tanımlanıyor.

“Temel felsefemiz, insanların hayatına dokunduğumuz her anda onlara gerçekten iyi hissettirmek”
Yemeksepeti CEO’su Mert Baki, araştırma ile ilgili şunları söyledi: “Yemeksepeti olarak, insanların hayatın koşturmacası içinde kendilerine ayırdıkları o değerli anlarda bir mola noktası, bir ‘keyfe kaçış aracı’ olmayı hedefliyoruz. Misyonumuz, sadece bir tıkla yemek ulaştırmanın ötesine geçerek, kullanıcılarımızın yüzünde bir tebessüm oluşturmak ve ‘Keyfin Yerine Gelsin’ mottomuzun içini her geçen gün daha da anlamlı kılmak. Araştırma, Türk insanının keyif anlayışının ne kadar kişisel, anlık ve ulaşılabilir olduğunu gözler önüne sererken, bizlere de bu keyif anlarını daha iyi anlama ve ekosistemimizdeki tüm paydaşlarla birlikte bu deneyimi zenginleştirme yolunda değerli içgörüler sunuyor. Temel felsefemiz, insanların hayatına dokunduğumuz her anda onlara gerçekten iyi hissettirmek ve keyiflerini yerine getirmek üzerine kurulu.”
Çay/kahve içmenin keyfi hiç değişmiyor
Araştırma, Türk insanının keyif arayışında modern “wellness” trendlerinden ziyade kültürel kodlara bağlı kaldığını ortaya koyuyor. “Çay/kahve içmek, televizyon izlemek ve aileyle vakit geçirmek” üçlüsü, Türkiye’nin adeta “iyi hissetme” formülü olarak tanımlanıyor. Egzersiz yapmak katılımcıların %74’ü için stresi azaltırken, televizyon izlemek %85 ile daha çok keyif veren bir aktivite olarak belirtiliyor.
Peki, hafta sonları ne yapıyoruz?
Hafta sonu alışkanlıkları, bireylerin yaşam tarzlarına göre farklılık gösteriyor. Çocuklu bireyler için aile zamanı (%65) öncelikliyken, çocuksuzlar kişisel zamana (%60) yöneliyor. Kadınlar ve 25-44 yaş arası bireylerin keyif verici sosyal aktivitelerde daha aktif olduğu gözlemleniyor.
Bir de keyfi baltalayanlar var…
Ekonomik belirsizlik, güvenlik kaygıları ve gelecek endişesi gibi toplumsal sorunlar keyfi baltalayan önemli etkenler arasında sıralanıyor. Özellikle kadınlar ve genç yetişkinlerin (25-34 yaş) bu toplumsal ağırlığı daha yoğun hissettiği ve bu nedenle daha aktif bir şekilde keyif arayışına girdiği belirtiliyor. Geçmişe özlem de dikkat çekici bir bulgu; katılımcıların %74’ü çocukluklarında kendilerini daha özgür hissettiklerini, %78’i ise çocukluklarının bugünden daha keyifli geçtiğini ifade ediyor.
Yemek sipariş etme sürecinden bile keyif alıyoruz...
Araştırmaya göre, Türk halkı için yemek siparişi vermek, pratikliğin ötesinde duygusal bir öz bakım jesti anlamına geliyor. Katılımcıların %67’si yemek sipariş etme sürecinden keyif alıyor. Sipariş verme nedenleri arasında “keyifli olmak ve kendini ödüllendirmek istemek”, %56 ile başı çekiyor.
Kebaptan asla vazgeçmiyoruz
Sipariş edilen yiyecekler arasında en çok keyif verenler ise kebap (%38), hamburger (%19) ve pizza (%16) olarak sıralanıyor. Pizza daha çok sosyal ortamlarda tercih edilirken, hamburgerin yalnızken yenen bir yiyecek olduğu görülüyor. Tatlılar ise bir zorunluluktan ziyade, yalnızca keyif ve haz almak için tüketiliyor.
