GANT, yeni koleksiyonunu deneyimsel bir lansmanla tanıttı

Amerikan spor giyiminin 75 yılı aşkın köklü markası GANT, Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonunu “The Art of Craft” temasıyla 26 Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirdiği özel bir davetle tanıttı. Kumaş dokularından ilham alan ışık ve ses kurguları, konuklara markanın “sessiz lüks” felsefesini birebir yaşattı. Alanda yer alan küratöryel sergi, GANT’in 1949’dan bugüne uzanan ustalık geleneğini çağdaş bir bakışla yeniden yorumladı.

Sunuculuğunu Feyyaz Şerifoğlu’nun üstlendiği gecede, davetliler GANT’in “The Art of Craft” anlayışını tüm detaylarıyla hissettiler. Gecede ünlü şef Efe Anıl Çetin’in zanaatkârlık mirasını kendi mutfağında yeniden yorumlayarak hazırladığı özel menü davetlilerden tam not aldı. Etkinlikte, piyanist ve aranjör Emir Ersoy’un canlı performansı geceye sanatsal bir dokunuş yaparken, markanın zarafet ve ustalık temasını müzikle buluşturdu.

Zarafet ve el işçiliğinin detaylarını bir arada

GANT, Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonunda, modern tailoring çizgileri, doğal tonları ve yün- kaşmir gibi zamansız materyallerin kullanımı ile “usta işi” bir zarafeti temsil ediyor. Her parça, GANT’in köklü mirasını çağdaş bir yorumla yeniden şekillendiriyor.

“The Art of Craft” koleksiyonu, klasik gömlek ustalığını modern kesimlerle birleştirirken doğal kumaşların sıcaklığını, nötr tonların zarafetini ve el işçiliğinin detaylarını bir araya getiriyor. Sonbahar/Kış 2025 sezonunda GANT, bu ustalık anlayışını daha da ileri taşıyarak markanın akademik köklerinden beslenen kolej dokunuşlarını, doğanın tonlarını yansıtan keşif temalarını ve yeni nesil çok çizgili desen yorumlarını koleksiyonun genel diline entegre ediyor.

Erkek koleksiyonunda tartan yeşilleri, toprak tonları ve derin lacivertler modern terziliğin net hatlarıyla buluşurken; kadın koleksiyonu baklava, şal deseni, kazayağı ve çiçek dokuları gibi ikonik GANT motiflerini çağdaş ve güçlü siluetlerle yeniden yorumluyor. Bu yeni koleksiyonda yün, kaşmir, pamuk ve geri dönüştürülmüş elyaflar gibi doğal ve sorumlu materyaller tercih

edilirken markanın zanaatkârlık mirası modern şehir yaşamının estetiğiyle dengeli ve sürdürülebilir bir çizgide buluşturuluyor.