Beyaz yakalılar, sessiz istifadan sessiz çatlamaya terfi ediyor
- Tuğçe Gülırmak

- 5 Eyl
- 2 dakikada okunur

Çalışma hayatında son dönemde dikkat çeken yeni bir kavram gündemde: sessiz çatlama. Bir dönem tartışma yaratan “sessiz istifa”nın ardından ortaya çıkan bu olgu, çalışanların işlerini sürdürmelerine rağmen kurumlarına olan bağlılıklarının giderek zayıflamasını ifade ediyor.
Nedir bu sessiz çatlama?
Sessiz çatlamada çalışan işini bırakmıyor, masasında oturmaya devam ediyor; rutinlerini sürdürüyor: Raporlar hazırlanıyor, toplantılar yapılıyor, görevler tamamlanıyor. Ama tüm bu rutinlerin ardında da içsel bağlılığı ve motivasyonu giderek aşınıyor. Çalışan, dışarıdan bakıldığında işine devam ediyor fakat zihinsel olarak kurumdan uzaklaşıyor. Sessiz istifa bilinçli bir sınır koyma davranışıyken, sessiz çatlama bir tür içsel çözülme olarak görülüyor.
Küresel bulgular ne gösteriyor?
2025 yılı içerisinde yapılan araştırmalar da bu eğilimin önemini ortaya koydu.
- TalentLMS’in anketine göre, çalışanların yarısından fazlası sessiz çatlama yaşadığını ifade ediyor.
- Business Insider verileri ise bu durumun küresel ekonomiye maliyetinin her yıl yüz milyarlarca doları bulduğunu gösteriyor.
- Tükenmişlik, iş güvensizliği, kariyer belirsizliği, yetersiz gelişim imkânları ve yöneticiyle bağların zayıflaması bu kopuşun temel nedenleri arasında yer alıyor.
“Var ama yok” hâli
Türkiye’de kavram akademik literatüre yeni girse de şirketler, çalışan deneyimleri üzerinden hissetmeye başladı. Beyaz yakalıların “var ama yok” hâli, uzun vadede kurumların verimliliğini ve itibarını sessizce aşındırabilecek bir risk oluşturuyor.
“Sessiz çatlama, adı yeni duyulan ancak etkisi hızla büyüyen bir kriz”
UKXperience (UKX) Danışmanlık Kurucusu Uğur Karaboğa bu eğilimi şirketler için güçlü bir uyarı sinyali olarak değerlendirerek; “Sessiz çatlamada çalışan masada oturuyor, işini yapıyor gibi görünüyor. Fakat aslında zihinsel olarak kurumdan kopmaya başlamış hatta kopmuş durumda. Bu da uzun vadede hem üretkenlik hem de kurum kültürü için ciddi bir tehdit. Sessiz çatlama, adı yeni duyulan ancak etkisi hızla büyüyen bir kriz. Şirketler bu sessiz çözülmeyi görmezden gelirse yalnızca verimlilik değil, yetenek ve güven kaybıyla da karşı karşıya kalacak. Çalışanların sadece fiziksel değil, zihinsel ve duygusal olarak da işin içinde kalmasını sağlamak, önümüzdeki dönemin en kritik yönetim sınavı olacak” diyor.










Yorumlar